Bakakalırım giden geminin ardından;
Atamam kendimi denize, dünya güzel;
Serde erkeklik var, ağlayamam. (Orhan Veli Kanık – Ayrılış)
127- River Loves Deborah, Amerika’ya yerleşmiş Koreli bir girişimcinin yazdığı yarı gerçek, yarı kurgu bir roman. Yazarı Yong Kim çok eğitimli biri; teknoloji sektöründe yaşadığı sıkıntılı ve ruhsal yorgunluğu yazı yazarak attığını söylüyor. Ben bu 350 sayfalık romanı bir hafta sonu okumasında bitirdim.
128- Aslında hayalim, içinde göçmen hikayeleri olan, Amerika’ya yerleşmiş insanların romanlarını bulup okumak.
129- Paulo Coelho’nun Akan Bir Nehir Gibi kitabı yazın sahilde çok iyi gitti. O kadar ki, kendi okuduğum kopyayı otel plajında bize yardımcı olan bir arkadaşa hediye ettim. Her gün bitirdiğim kitabı tekrar tekrar okuyunca o da merak etti ve benden imzalı kitabı istedi, sağ olsun.
130- Sait Faik dinledim, Storytel’de ne kadar güzelmiş kısa hikayeleri. Başlamak isterseniz: Lüzumsuz Adam.
131- Orhan Veli’yi de dinledim. Tüm şiirleri içinde tabii ki en sevdiğim ve ilk defa duyduğum şiiri: Aşk Resmi Geçidi. Müşfik Kenter’den dinlemenizi isterim.
132- Barış Bıçakçı’yı keşfettim. Ankara, hikayelerinin ve romanlarının temelini oluşturuyor.
133- Bütün Kapıları Ankara’ya Açılan Yazar: Barış Bıçakçı (uzerine bir arastirma, Ankara sevdalisi bir yazar)
134- “Ben canım ne istiyorsa onu yaptım.” | Onur Ünlü – İzleyin, kafa açıcı bir sohbet.
135- Tokyo Cowboy (2024), güzel bir film. Private Equity’de çalışan bir Japon’un Montana’da bir çiftlik (ranch) alma ya da alamama hikayesi.
136- Perfect Days (2023), hakikaten “perfect” bir film. İçinde bol bol Shibuya (Tokyo) geçmesi, müzik ve kitap dolu sahneleriyle tam anlamıyla bir Haruki Murakami hikayesi gibiydi. (Enes oneri icin cok tesekkurler)